Türkiye'nin en büyük dolandırıcılık vakalarından biri daha ortaya çıkarken, hayal satışı yapan bir turizm firmasının 36 bin kişiyi dolandırarak 10 milyar lira haksız kazanç sağladığı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. İnsanların hayallerini süsleyen tatil fırsatları sunarak gözlerini boyayan bu firmanın, fatura kesmeme gibi birçok dolandırıcılık taktiğiyle sektörde nasıl faaliyet gösterdiği merak konusu oldu. Özellikle pandemi sonrası tatil hayali peşindeki sıcak yaz döneminde bu fırsatlar, binlerce kişiyi tuzağa düşürdü.
İddialara göre, dolandırıcılık meydana gelen tüm olaylar, bir turizm firması gibi görünen ancak aslında bir dolandırıcılık şebekesi olarak faaliyet gösteren bir yapı içerisinde gelişti. İlk olarak sosyal medya üzerinden başlatılan ve teşvik edici bir şekilde sunulan tatil paketleri, geniş kitleler tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Peşin ödemeler ile yapılan satışlarda, tatilcilerin hayalindeki lüks konaklamalar, deniz ve güneş vaat ediliyor, fakat gerçekte bu hayallerin altında yatan dolandırıcılığın boyutları giderek artıyordu.
Görünüşte bir turizm firması gibi tanıtılan bu yapı, dolandırılan kişilere karşı "biz bir turizm firmasıyız" savunmasını yaparken, aslında döviz üzerinden yapılan ağır yatırımlarla ve sosyal medyadaki etkileyici içeriklerle dolandırılan kişilerin huşu içinde kalmalarına neden oldu. Çoğu insan, sanki büyük bir turizm markasıyla tatil anlaşması yaptığını düşündü fakat sonuç tam tersi oldu.
Dolandırıcılar, tatil paketi satışı yaparken kendilerini güvenilir kurumsal bir yapı olarak tanıtarak binlerce kişiyi kandırmayı başardı. Otel rezervasyonları ve tatil programları konusunda, dolandırıcıların sunmuş olduğu indirimli ve cazip teklifler, vatandaşlar arasında hızla yayıldı. Bunu duyan insanlar ise diledikleri tatili yaşamak hayaliyle bu fırsatları kaçırmamak adına hemen bitmeden girişimde bulunmaya başladılar. Ancak süreç sona geldiğinde, dolandırıcıların kaybolması ve rezervasyonlarının iptal edilmesi ile binlerce kişi tatilsiz kaldı.
Dolandırıcılık hakkında gelen şikayetler, yaptığı işlemi sorgulayan ve hayal kırıklığına uğrayan bireylerin adeta bir çığ gibi büyüdüğünü gösterirken, insanları bu tür dolandırıcılıklara karşı daha dikkatli olmaya teşvik eder bir şekilde gündeme geldi. Konuyla ilgili yapılan araştırmalarda, dolandırılanların verdiği paralar, firmanın iddia ettiği gibi tatil imkanlarından çok uzak bildiğimiz dolandırıcı ticaretine yönlendirildi. Yüzde yüz dolaylı ve kayıtsız sistemle insanlara ulaşmaya çalışan bu yapı, kayıpların boyutunu artırarak mağduriyetlere yol açtı.
Dolandırıcılık olayının detaylarının ortaya çıkmasıyla birlikte, Türkiye'deki turizm sektörü daha yüksek bir risk ve güvenlik açığı ile karşı karşıya kaldı. Ayrıca, sosyal medya üzerinden yapılan bu tür dolandırıcılıklara karşı daha fazla eski kurumsal güvenliğine ihtiyaç var görülüyor. Son yaşanan bu olay, hayallerin peşinde koşan insanların dikkatini çekmeli ve benzer dolandırıcılıklarla daha dikkatli olmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Dolandırıcılık alanındaki bu yasadışı faaliyetlerin önlenmesi için Türkiye'deki yetkililerin ve sivil toplum kuruluşlarının harekete geçerek, mağdurlara yardımcı olmaları ve toplumsal bilinç oluşturma adına adım atması büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, hayal satışı yaparak insanları kandırmak, ne bir turizm firması ne de bir sosyal güvenlik. Dolandırıcılık, işin gerçek yüzüdür.
Bu olay, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada dolandırıcılık çetelerinin nasıl iş başında olduğuna dair bir örnek teşkil ediyor. Dolandırıcılara karşı tedbirli olmalı ve her şeye tanımadığınız bir kişi ya da kurumdan erişim sağladığınızda iki kez düşünmelisiniz. Hayallerimiz karşılığında bu tür maddeci ve acımasız dolandırıcılıklara maruz kalmamak için dikkatli olmak şarttır. Bu sayede tüm tüketicilerin ve bireylerin haklarının korunması, aynı zamanda güvenli turizm sektörünün gelişimi için büyük bir adım atmış olacağız.