Son günlerde artan yağışlarla birlikte meydana gelen heyelan, özellikle kırsal kesimlerde yaşayanlar için büyük tehlike oluşturdu. Diken üstünde yaşayan bir mahalle, bu durumun tam merkezine oturdu. Cami, okul ve sosyal alanlara uzanan ana yolun çökmesi, hem ulaşımı hem de günlük yaşamı olumsuz etkiledi. Mahalle sakinleri, yetkililerin hızlı bir şekilde müdahale etmemesi durumunda daha büyük felaketlerin yaşanabileceğinden endişe ediyorlar.
Heyelan, özellikle de kış mevsiminde sıkça yaşanan doğal bir felaket olsa da, mahalle sakinleri bu durumu kabul edilebilir bulmuyor. Herkesin aklında, "Bu yol neden yıllardır bakımsız bırakıldı?" sorusu var. Geçtiğimiz hafta yaşanan olayın ardından, birçok vatandaş inşaat malzemeleri ve araçlarıyla kendi imkanlarıyla çözüm arayışına girdi. Ancak, bu tür girişimlerin kalıcı bir çözüm sağlamayacağı aşikar. Mahalle muhtarı, yaşanan olayı daha fazla gündemde tutmanın öneminin altını çizerken, "Yerel yönetimle sürekli irtibat halindeyiz ama henüz bir adım atılmadı," diyerek durumun ciddiyetini ortaya koydu.
Bölgedeki iklim değişikliklerinin etkisiyle birlikte heyelan riski artarken, mahalledeki birçok yapının da tehlike altında olduğu düşünülüyor. Sakinler, bu tür olayların sadece yolun çökmesiyle sınırlı kalmadığını, yakın gelecekte başka sorunların ortaya çıkabileceğini dile getiriyor. "Böyle giderse, evlerimizin de zemininde sarkmalar meydana gelebilir," diyen bir mahalleli, korkularını paylaşıyor. Yetkililerin, tehlike anında nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konusundaki belirsizlik ise endişeleri daha da artırıyor.
Mahalledeki diğer sakinler de, komşularını yalnız bırakmamak adına dayanışma içinde hareket ettiklerini aktarıyor. "Hep birlikte buradayız, tek bir şey istiyoruz: Güvenli bir yaşam alanı," diyor bir kadın. Ancak, ihtiyaçlarının karşılanması için gereken adımların atılmaması durumunda, başka çözüm yolları aramaya başlayacaklarını belirtiyorlar. Öte yandan, bölgede görevli afet yönetim ekipleri de, heyelanla ilgili rapor hazırlayarak gerekli önlemleri alacaklarını ve durumu takip ettiklerini açıkladı.
Bu tür doğal afetlerin yaşanabilmesi için önceden belirlenmiş tedbirlerin alınması gerektiğine değinen uzmanlar, yerel yönetimlerin alana daha fazla ilgilenmesi gerektiğini vurguluyor. "Doğanın gücüyle başa çıkmak zorundayız, biz insanlar buna hazırlıklı olmalıyız," diyor bir jeolog. Bu tür olayların öncesinde yapılacak olan works ve altyapı geliştirmeleri, her türlü felaketin etkisini en aza indirebilir.
Mahallede, heyelan sonrası başlayan bu durum, sadece ulaşım sorununu değil, aynı zamanda sosyal yaşamı da kesintiye uğratıyor. Hane halkları, gerekli ihtiyaçlarını karşılamak için uzaktaki bölgelerle iletişime geçmek zorunda kalıyor. Tedarik zincirinin aksamaması için yerel yönetimlerin bir an önce harekete geçmesi gerektiği artık su götürmez bir gerçek haline gelmiş durumda. "Eğer bu yolu açamazsak, evlere ulaşım da zorlaşacak," diyen ilerideki günlerin nasıl geçeceğine dair belirsizlik her geçen gün daha da artıyor.
Sonuç olarak, Diken üstündeki mahallenin sakinleri, heyelanındaki gelişmelere karşı dikkatli olmak zorunda. "Bir gece her şey değişebilir," diyerek, temkinli bir tavırla gelecek günlerin nasıl geçeceğini merakla bekliyorlar. Bu durum, sadece bir mahallenin değil, aynı zamanda doğanın ne denli güçlü olduğunu ve insanların ona karşı ne denli hazırlıksız olduğunu da gözler önüne seriyor. Mahalleli olarak sessiz kalmayacaklarını, sorunları dile getireceklerini ve çözüm için mücadele edeceklerini belirtiyorlar. Umutlarını kaybetmemek için dayanışmalarını sürdürüyorlar. Başka bir heyelan yaşanmadan, yetkililerden gelecek yanıtlara odaklanarak bu zorlu süreci atlatmak istiyorlar.