Marmara Denizi, son yıllarda deniz ekosisteminin dengesini alt üst eden bir sorunla karşı karşıya: müsilaj. ODTÜ’lü bilim insanları, bu canlı organizmaların artışının yarattığı tehlikeleri vurgulayarak, acil önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çekiyor. Müsilaj sorunu sadece çevresel bir mesele olmaktan çıkıp, insan sağlığı ve ekonomik faaliyetler üzerinde de ciddi tehditler yaratmaya başladı.
Müsilaj, denizlerde yaşayan fitoplanktonlar tarafından üretilen yoğun, jöle kıvamında bir madde olarak tanımlanır. Genellikle, suyun sıcaklık ve besin maddeleri açısından zengin olduğu dönemlerde ortaya çıkar. Özellikle yaz aylarında sulardaki sıcaklık artışı ve besin aşırı artışı, müsilajın çoğalmasına katkı sağlar. Bu durum, insan faaliyetlerinin getirdiği kirlilik, tarımsal gübrelerin denizlere karışması ve sanayi atıkları gibi faktörlerle birleştiğinde, müsilaj problemini daha da pekiştiriyor.
ODTÜ'den yapılan açıklamalara göre, Marmara Denizi'nde son 5 yıl içerisinde müsilaj yoğunluğunda gözle görülür bir artış yaşanmakta. Deniz bilimcileri, bu durumun; deniz ekosistemi, balıkçılık ve turizm gibi çeşitli sektörler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini vurguluyor. Müsilaj, balıkların yaşam alanlarını daraltırken, su kalitesini de bozuyor. Bu süreçte, su altı yaşamını olumsuz etkileyen alglerin aşırı çoğalması, önemli bir tehdit oluşturuyor.
Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu, ekosisteme olduğu kadar insan sağlığına da ciddi tehditler sunmaktadır. Özellikle balıkçılık ve turizm sektörleri, bu şiddetli müsilaj artışından olumsuz etkilenmektedir. Balıkçılar, müsilajın balıkların göç yollarını kapattığını ve yerel balık türlerinin azalmasına yol açtığını bildirmekte. Bu durum, deniz ürünleri piyasasında fiyat artışlarına neden olurken, balıkçılık faaliyetlerini de olumsuz etkiliyor.
Turizm sezonunun başladığı yaz aylarında müsilajın artması, sahil kenarlarında tatil yapanları da olumsuz etkiliyor. Müsilajın deniz kıyılarında birikmesi, plajların kullanımını zorlaştırıyor ve tatilcilerin denize girmesini engelliyor. ODTÜ’lü bilim insanları, bu durumun önüne geçmek için halk sağlığını koruyacak ve ekosistem dengesini yeniden tesis edecek acil önlemlerin alınması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.
Çözüm önerileri arasında, deniz kirliliğini azaltmaya yönelik sürdürülebilir tarım ve sanayi uygulamalarının teşvik edilmesi, atık yönetim sistemlerinin iyileştirilmesi ve toplumda müsilaj ile ilgili farkındalık yaratma çalışmaları yer alıyor. Ayrıca, denizcilik ve balıkçılıkta alınması gereken ekolojik denetimlerin artırılması, deniz ekosisteminin korunmasına yönelik kritik adımlar arasında sayılmakta.
Sonuç olarak, ODTÜ’lü bilim insanlarının uyarıları dikkate alınmalı, Marmara Denizi’nin doğal dengesini korumak adına gerekli önlemler bir an önce hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde, müsilaj sorunu, sadece Marmara Denizi'nde değil, tüm deniz ekosistemlerinde ciddi tehditler doğurabilir. Tüm vatandaşların bu meseleye duyarlı olması ve gerekli önlemleri almak için bilinçlenmesi önemlidir. Müsilajla mücadelede, tüm kesimlerin (devlet, sanayi, tarım ve toplum) ortak hareket etmesi, denizlerimizin geleceğini kurtarmak adına elzemdir.