117 yıl boyunca hayatta kalan dünyanın en yaşlı insanı, çağımızın en merak edilen bireylerinden biri haline geldi. Binh Sinh, 117 yaşında hayatını kaybettiğinde, yalnızca ömrüyle değil, aynı zamanda yaşam tarzıyla da dikkat çekti. Onun geçmişteki anıları, yaşam felsefesi ve sağlıklı kalma ipuçları, tarihin en uzun ömrüne sahip insanlarından birinin sırrını arayanlar için değerli bir rehber niteliği taşıyor.
Binh Sinh, 1906 yılında Vietnam'ın kuzey kesiminde, kırsal bir yerleşim yerinde doğdu. O dönemlerde ve savaşın gölgesinde büyüyen genç Binh, ailesinin geçimini sağlamak için tarım işlerinde çalıştı. İkinci Dünya Savaşı ve Vietnam Savaşı gibi büyük çatışmalar sırasında, birçok zorlukla karşılaştı. Ancak, bu zorluklar onun hayata olan bağlılığını ve azmini asla kırmadı. Ayrıca, bu zorluklar içerisinde çalışkanlık ve dayanıklılık gibi değerlerin ön plana çıktığı bir yaşam tarzı geliştirdi.
Binh Sinh’in gençliğinde verdiği mücadeleler, sadece dış dünyada değil, içsel olarak da ona büyük dersler kazandırdı. Müzik, sanat ve kültürle iç içe büyüyen Binh, geleneksel yemeklerin hazırlanmasında da ustalaşmıştı. Vietnam’ın zengin yemek kültürü, ona sağlıklı bir yaşam sürmesinde büyük katkı sağladı. Sade ama yeterli besinlerle, bol su tüketimi ve şekere yer vermeyen diyet, onun uzun yaşamasında etkili olduğunu düşündüğü unsurlar arasında yer aldı.
Binh Sinh'in uzun ömrü kadar, onun sağlık sırları da oldukça ilgi çekiciydi. Her zaman yediği yiyeceklerin taze ve doğal olmasına özen gösteren Binh, sebze ve meyve çeşitliliğini tercih ederek yaşının gereklerini yerine getirdi. Yaşadığı süreçte, işlenmiş gıdalardan ve abur cuburlardan uzak durarak, gerçek besinlere yöneldi. Ayrıca, aşırı tuz ve yağ tüketiminden kaçınarak, kan basıncını ve kolesterolü kontrol altında tutmayı başardı. Bunların yanı sıra, her gün yürüyüş yapmayı ihmal etmedi
Binh, bulundukları bölgede düzenli olarak arkadaşlarıyla doğal ortamlarda buluşarak sosyal aktivitelere de katıldı. Yaşamak için sadece fiziksel değil, sosyal sağlığının da büyük önem taşıdığını bildi. Arkadaşlarıyla geçirdiği zaman ve paylaştığı anılar, zihninin genç kalmasına yardımcı oldu. Hatta sık sık, “Gülmek ve eğlenmek, ruh sağlığını korumanın en iyi yollarından biridir” diyerek çevresindekileri neşelendirdi. Bu bakış açısı, sosyal yaşamda aktif olmanın ve insan ilişkilerinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Binh Sinh, ayrıca zihin sağlığına büyük bir önem veriyordu. Araştırmalara göre, zihinsel aktiviteyi sürdüren bireyler, daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebiliyor. Bu bağlamda, okumayı asla bırakmayan Binh, günlük gazeteleri takip eder ve yazılı eserleri dikkatle inceleyerek kendini geliştirmeyi hedeflerdi. Böylece, yaşamı boyunca edindiği bilgiler ve deneyimler onu daha zeki ve sosyal bir birey haline dönüştürdü.
117 yıllık hayatı boyunca sayısız öğrenci ve torun yetiştiren Binh, onlara sağlıklı yaşam konusunda pek çok ders vermiştir. Aile bağlarının güçlü olduğu bir gelenekte büyüyen Binh, her zaman aile değerlerini yüceltmiş, nesiller arası iletişimi sağlamada daima bir köprü olmuştur. Bu miras, onun yaşamının en değerli kalıntısı olarak günümüzde bile sürmektedir.
Birçok insan, Binh'in yaşamına ilham kaynağı olmuştur. Onun yaşam felsefesi ve dayanıklılığı, yalnızca yıllarını geçirdiği dönemlerin değil, aynı zamanda insanlığın da hangisinden etkilenip nasıl toparlanabileceğinin bir göstergesidir. Binh Sinh, mesafeleri ve farklılıkları birleştirip örnek bir yaşam sergileyerek, uzun yaşamın sadece genetik değil, aynı zamanda yaşam tarzıyla da ilgili olduğunu kanıtlamıştır.
Sonuç olarak, Binh Sinh, yaşamı boyunca edindiği deneyimlerle dolu bir hikaye bıraktı. Uzun yaşama sırrını arayanlar için onun akıllıca ve sağlıklı yaşamına dair çıkarımlar, bu anlamda hayat boyu bir ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Zamanın getirdiği bu eşsiz deneyim, onu sadece bir “yaşlı” değil, aynı zamanda bir yaşam filozofu ve bilgesi haline getirip tarihe unutulmaz bir iz bıraktı.